DİSK-AR uzmanı Zeynep Kandaz ile öğrencilere ve ‘ev kadınlarına’ cep harçlığı müjdesi olarak yansıtılan “yeni nesil çalışma projesi” üzerine konuştuk. Kandaz hükumetin yıllardır ev ve iş yaşamını uyumlaştırma politikaları adı altında kadınlar için “insana yakışır iş” yerine esnek ve güvencesiz işlerin yaygınlaşmasını hedeflediği söylüyor. “Kadınlar, esnek, güvencesiz ve sendikasız çalışmak zorunda bırakılıyor,” diyor.

Geçtiğimiz hafta çeşitli haberlerde “Yeni nesil çalışma projesi” müjdelendi. Buna göre hükumetin Şubat ayında başlatacağı projede üniversite öğrencilerine ve “ev kadınlarına” cep harçlıklarını çıkarma imkanı verilecek.
Haberlere göre, önce sadece üniversite öğrencilerini kapsayacağı belirtilen proje ev kadınlarını da içerecek şekilde genişletildi ve 12 bin lira olarak belirlenen cep harçlığı miktarı da 15 bin liraya çıkarıldı. Haberlerde öğrencilerin projede en fazla 10 ay çalışacağı, ücretlerin ise İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacağı belirtiliyordu.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-Ar) Ocak 2025 tarihli İşsizliğin Görünümü raporunu açıkladı ve bu raporda Türkiye’de kadın işsizliğinin tarihi zirve yaptığına dikkat çekiliyor.
Bu koşullarda hükumetin duyurulan bu projesini, kadınlara tam değil yarım bir istihdamın önerilmesini nasıl değerlendirdiğini DİSK-AR uzmanlarından Zeynep Kandaz’a sorduk.
Yeni nesil-esnek çalışma Orta Vadeli Program hedefi
Kandaz öncelikle esnek çalışmanın uzun zamandır hükumetin hedefleri arasında yer aldığını hatırlatıyor. 2025-2027 Orta Vadeli Program’da (OVP) da esnekliğin ve güvencesizliğin yaygınlaştırılmasının hedeflendiğini aktarıyor.
OVP’de “İşgücü Piyasalarının Güvenceli Esnekleştirilmesi” başlığı altında yapılacak yasal değişiklikler ifade ediliyor:
“Uzaktan, kısmi ve geçici süreli çalışma ile platform çalışması gibi yeni nesil esnek çalışma modellerinde yaşanan gelişmeler doğrultusunda iş dünyasının ihtiyaçları ve iş-özel yaşam dengesi gözetilerek mevzuat düzenlemeleri hızlı ve etkili bir biçimde hayata geçirilecektir,” deniliyor.
OVP’de yeni nesil ve esnek çalışma biçimlerinin “kadınlar, gençler, engelliler başta olmak üzere çalışma hayatına kalıcı katılımı sağlamayı temin” için yaygınlaştırılacağı belirtiliyor.
Programda anılan yasal düzenlemelerinin 2024 yılı üçüncü çeyreğinde yapılması öngörülmüş. Görünen o ki bu takvime uyulamadı.

Erdoğan meseleyi “Aile Yılı” içerisine yerleştirdi
Kandaz “Aile Yılı” açıklamasında da esnek ve güvencesizliğin yaygınlaştırılacağının açıkça ifade edildiğinin altını çiziyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 13 Ocak günü düzenlenen Aile Yılı Tanıtım Programı’nda yaptığı konuşmasında “Esnek ve uzaktan çalışma modelleriyle kadınların, ev ve iş hayatlarını rahatlatacak yeni imkanları hayata geçireceğiz,” ifadesini kullanmıştı.
Kandaz bunun kadınlar için “insana yakışır iş” yerine esnek ve güvencesiz işlerin yaygınlaştırılmasını hedeflemek olarak okunması gerektiği görüşünde. Şöyle açıklıyor:
“Hükümet yıllardır kadınların iş ve aile yaşamlarını uyumlaştırma politikaları adı altında kadını aileye tabi kılan politikalarla kadın emeğini güvencesizleştirdi. Kadınlar, esnek, güvencesiz ve sendikasız çalışmak zorunda bırakılıyor. Kadınların emek piyasasındaki ikincil konumu, eğreti istihdam biçimleri, ücret eşitsizliği, karşı karşıya kaldıkları ayrımcılıklar, karar mekanizmalarından dışlanmaları, yok sayılmaları cinsiyetçi istihdam politikaları işgücü piyasalarındaki toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin belli başlı göstergeleri.”
Türkiye’de kadın işsizliği tarihi zirve yaptı
Kandaz’ın dikkat çektiği bir diğer konu kadınlar işgücüne katılım düzeyinin düşük, erkeklerin yarısı düzeyinde olması. Bunun kadınların üzerine yüklenen bakım yükünden kaynaklandığını belirtiyor.
TÜİK tarafından yayımlanan İşgücü İstatistikleri’ne göre 2024 üçüncü çeyreğinde erkeklerin işgücüne katılma oranı yüzde 72,1 iken kadınlarınki yüzde 36,9, yani erkeklerdeki seviyenin ancak yarısı.
İşgücüne dahil olmayan kadınların 3’te biri ev işleri nedeniyle işgücü piyasasına dahil değil.
İşgücüne dahil olan kadınların ise yüzde 12,1’i aktif olarak iş arıyor. Buna dar tanımlı işsizlik deniyor, kadınlarda %12’nin üzerinde. Erkeklerde ise aynı dönemde bu oran yüzde 6,9.
Ancak Kandaz işsizlikteki gerçek görünümü anlamak için TÜİK tarafından yayımlanan bu resmi işsizlik oranının yetersiz kaldığını özellikle vurguluyor. İşsizlikteki gerçek görünümü, iş arama ümidini kaybedenleri, iş aramayıp çalışmaya hazır olanları, iş arayan ancak hemen işbaşı yapamayacak olanları ve zamana bağlı eksik istihdam edilenleri de kapsayan geniş tanımlı işsizlik oranı yansıtıyor.
2024 3. çeyreğinde geniş tanımlı işsizlik oranı erkeklerde yüzde 21 iken kadınlarda yüzde 35,7 düzeyinde. Bu oran genç kadınlarda çok daha fazla, yüzde 48,8.
DİSK-Ar’ın 10 Ocak 2025 tarihli son İşsizliğin Görünümü raporuna göre ise Kasım 2024’te geniş tanımlı kadın işsizliği yüzde 38,3 oranı ile tarihi zirveye ulaştı.
Rakamla söyleyecek olursak geniş tanımlı işsiz kadın sayısı 5.9 milyon. Yani bugün Türkiye’de 6 milyona yakın kadın ya işsiz olduğu ya eksik/eğreti istihdam edildiği için doğru düzgün bir işe ihtiyaç duyuyor.

Kadınlar kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda yer alamıyor
Öte yandan istihdamda yer alabilen kadınlar ise güvenceli ve tam zamanlı işlere erişemiyor. Kandaz’a göre kadın istihdamının niteliğini anlamamız için DİSK-AR tarafından hazırlanan ve sigortalı ve tam zamanlı istihdamı ölçmeyi amaçlayan Kayıtlı ve Tam Zamanlı İstihdam (KATİ) oranına bakmalıyız.
DİSK-AR’ın TÜİK tarafından yayımlanan verilerden yaptığı hesaplamaya göre 2024 3. çeyrekte çalışabilir 33,3 milyon kadından 6,5 milyonu kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda yer alabiliyor. Başka bir deyişle her 5 kadından yalnızca 1’i kayıtlı ve tam zamanlı çalışabiliyor.
Kandaz “Kadınların istihdamda yer alabilmesinin yanında nasıl yer alabildikleri de önemlidir,” diyor. Esnek ve güvencesiz istihdam yerine insana yakışır işlerin yaratılmasının esas olduğunu belirtiyor.
“Kadınlara esnek istihdam biçimleri dayatılırken onların üzerindeki bakım yükü öne sürülüyor ve bu kadınların tercihi gibi sunuluyor,” diyor ve ekliyor:
“Kadınların işgücüne katılmasını sağlayacak politika esneklik değildir. Kadınların işgücüne katılımının önündeki en büyük engellerden olan ve kadınlara özgü görülen ev içi sorumluluklar için kamusal politikaların hayata geçirilmesi şarttır. Özellikle kamu kurumları ve yerel yönetimler tarafından kreş, gündüz bakım evi, hasta ve yaşlı bakım evleri gibi merkezler açılarak herkesin ücretsiz yararlanabileceği bir hak olarak tanımlanmalıdır.”
İşsizlik fonu değil işveren destek fonu
Son olarak Kandaz henüz ayrıntıları açıklanmasa da projenin kaynaklarının İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacağının ifade ediliyor oluşunu da eleştiriyor. “Oluşturulma amacı işsizlik ödemelerini gerçekleştirmek olan İşsizlik Sigortası Fonu (İSF) yıllardır “İşveren Destek Fonu”na dönüşmüş durumda,” diyor.
İşçiler için oluşturulmuş İSF’nin giderleri içinde yıllardır işsizlik sigortasına ayrılan pay azalırken işveren teşvik ve destekleri ile toplum yararına çalışma, mesleki eğitim kursları ve işbaşı eğitim gibi aktif işgücü piyasası (AİP) programlarının payının arttığına dikkat çekiyor. “Böylece İSF kaynakları işsizler ve işçiler yerine işverenlere destek olarak kullanılıyor,” diyor.
2024 yılında İSF giderlerinden işsizlerin aldıkları pay yüzde 35,1 iken işverenlere aktarılan pay yüzde 62,6 olmuş.
Kandaz, “Söz konusu programda ücret ödemeleri İSF’den yapılır ve işverenlerin ödemesi gereken ücret fondan karşılanırsa İSF giderlerindeki işveren payı artacaktır. İşçinin ücreti ile oluşturulan fon, işçiler için kullanılmalıdır,” diyor.
Ana Görsel: Kısa Dalga










