Skip to main contentSkip to footer

Sosyalist parti yönetimindeki ilk kadın: Luise Zietz

Dokuz yaşında babasının dokuma tezgahında çalışıyordu. Hizmetçilikten, tütün işçiliğine her türlü işi yaptı. Almanya’da bir partinin yönetimine seçilen ilk kadın oldu. İyi bir sendikacı, ajitatör ve gazeteciydi. Reichstag’da kadın işçilere, bekar annelere yönelik ilk yasaları gündeme getiren oydu. Parlamentoda geçirdiği bir kalp krizi sonucunda yaşamını yitirdi.

Yaşadığı dönem ismi Emma İhrer, Clara Zetkin gibi önde gelen kadınlarla birlikte anılan sosyalist bir kadından bahsetmek istiyoruz bu hafta; Luise Zietz’ten, uluslar arası bir kadınlar günü, fikrini ortaya atan kimi zaman Zetkin’le yarıştırılan Luise’den… Ondan 1908 yılında Almanya’da Sosyal Demokrat Parti yönetimine seçilen ilk kadın olarak da söz edilir. Yalnız sosyal demokrat parti değil o sırada ülkede bulunan tüm partiler içinde de ilk seçilmiş kadın yöneticidir. Zira Almanya’da kadınlara siyaset yasağı 1908 yılında kalkmıştır.

Zietz, 1865’te Schleswig-Holstein’i’tn Bargteheide isimli köyünde bir dokumacının dört çocuğundan biri olarak dünyaya geldi. Küçük yaşlarda evde babasının dokuma tezgahında çalışmaya başladı. Ailede çalışacak yaştaki çocuklar alçak sandalyelere oturup, saatlerce dokuma tezgahı başında yün kumaş dokurlardı. Anılarında tekerlek çevirmekten ellerinin yara bere içinde kaldığını, o zaman yoksul işçi ailelerde karınlarını doyurmak için çocuklar da dahil olmak üzere herkesin çalışmak zorunda olduğunu anlatır. 1919’da The Fighter dergisi için çocukluk yılları hakkında yazdığı bir makalede, 19. yüzyılın ikinci yarısındaki ailesinin yaşam koşullarını, sanayileşmenin sonuçlarını ve yün dokumacıların el sanatlarının ortadan kaldırılmasını durdurmak için nasıl umutsuzca mücadele ettiklerine değinir.

İlkokulu bitirdikten sonra Hamburg’da bir akrabasının yanında hizmetçilik yapmaya başladı. Patronun doğrudan denetimi altındaydı ve bir saniye boş vakti yoktu. Fabrikada çalışmak ona daha cazip geldi önce tütün, daha sonra da kahve işleyen bir fabrikaya girdi. Böylece okumak için kendine ait bir miktar zaman kalmış oluyordu. Okumaya öğrenmeye doymayan bir kızdı. Devamlı yeni şeyler öğrenmek istiyordu. Bu arada zamanın burjuva kızlarının gittiği Fröbelschule’ye girerek orada okumaya başladı ve anaokulu öğretmenliği diploması aldı.

Hamburg liman işçileri grevinin coşkulu ajitatörü

1886’da Hamburg’da liman işçisi Carl Zietz ile evlendi. Başlangıçtan itibaren ciddi bir uyumsuzluk vardı aralarında ve evlilikleri uzun sürmedi. 1892’den itibaren Hamburg SDP’ye üye oldu, bir taraftan da Hamburg-St. Georg Fabrika İşçileri Birliği içinde aktif olarak çalışıyordu. 1898-1904 arasında birliğin başkanlığını da yaptı. Bu yerel birliği ulusal sendika kongrelerinde temsil etti. Ayrıca Hamburg Hizmetçiler Derneğinin kuruluşunda da çalıştı. İşçi özellikle de kadın işçi örgütlenmesinin her alanında çabalarını sürdürürken bir yandan da parti okullarını, seminerleri takip ediyor öğrenme açlığını bastırıyordu. Dönemin parti okulları özellikle iyi eğitim alamamış yoksul işçi ailelerinden gelen genç kadınlar için önemli bir alternatif bilgi kaynağıydı.  

1896’daki Hamburg liman işçilerinin grevinde yaptığı coşkulu konuşma ile ünlendi. Kısa sürede insanları büyüleyen ve ikna edebilen aranan bir konuşmacı oldu. Zietz’in konuşmalarından etkilenerek SDP’ye üye olan pek çok kişinin varlığından söz edilir. Daha önce hayat hikayesini yazdığımız Luise Kahler ve kocası onun bir konuşmasından etkilenerek 1902 yılında SPD’ye üye olmuşlardı. Mantıklı, basit, açık ve hissederek konuşurdu. Duyguları doğrudan dinleyenlere geçer onları büyülerdi.

Tarihçi Gisela Notz onun hakkında yazdığı biyografide Luise’nin sadece iyi bir ajitatör değil aynı zamanda araştırmalar yapan bir kadın olduğuna da vurgu yapar. Tarım işçilerinin durumu hakkında tarihsel, teorik ve sosyolojik çalışmalar yaptığını, kadınların siyasete katılımı ve kadın istihdamı hakkında yazıları bulunduğunu belirtir.

1897 yılında Hamburg’tan parti delegesi olarak seçildi. Clarak Zetkin ve Ottilie Baader ile tanıştı ve onlarla arkadaş oldu. Üçlü proleter kadın hareketinin itici gücünü oluşturuyordu.

Sosyalist kadınların çıkardığı Gleicheit (Eşitlik) gazetesinde de yazılar yazmaya başlamıştı. Daha ziyade işçi kadınların ve çocuk işçilerin sorunları ve çalışma koşulları hakkında yazıyordu. Bazen de kendi yaşamından hareketle kız çocuklarının çalışırken karşılaştıkları zorlukları anlatıyordu.

1898’de yapılan parti kongresinde kadın çalışması ve işçi kadınlara yönelik ajitasyonun nasıl yapılacağına dair iki rapor sundu. Bu sunumlar tartışmalara yol açtı. Sosyalist Kadın Kongresi onu 1900 yılında yönetime aldı. Parti içinde kadın, çocuk ve ev işçilerinin sigorta kapsamına alınması için önemli çalışmalar yaptı.

1906 yılında Luise Zietz, üç ay hapis cezasına çarptırıldı. Daha sonra burada yaşadığı cinsel tacizi Eşitlik gazetesinde anlattı; çırıl çıplak soyunmak zorunda kalmış ve elle fiziksel muayene tabi tutulmuştu.

Bekar annelerin hakları için savaştı

1908 yılında yasal olarak mümkün olduğu andan itibaren parti yönetimi için çalıştı ve oraya seçilen ilk kadın oldu. Kimi tarihçiler onun Clara Zetkin’den daha önce parti yönetimine seçilmesini haksızlık olarak değerlendirirler. Onlara göre Zetkin’in erkek liderlere karşı tutumunun daha sert olması, Zietz’in ise adamlar için daha az tehditkar görünmesi bu seçimde etkili olmuştur. Her ne olursa olsun Alman SDP içinde kadınlar başlangıçta kadınlar önemli bir yere sahipti ve hepsi de güçlü kadınlardı.

Birinci Paylaşım Savaşı, Zietz’in sosyalistlerin “burjuva kadın hareketi” dedikleri Alman Sufrajetlerine karşı tutumunu değiştirmesine neden oldu. O zamana kadar bu Clara Zetkin’le fikir birliği içinde onlarla her türlü iş birliğini reddetmişti ama artık “Konferanslarda burjuva kadınları aptallıklarından kurtarmaktan başka daha önemli işlerimiz var” diyerek onlarla uğraşmayı reddediyor ve doğrudan savaş konusuna yöneliyordu.

Luise Zietz, 1917’de, sosyalistlerden ayrılarak Almanya Bağımsız Sosyal Demokrat Partisi’nin (USPD) kurucularından biri oldu.

1918 Devrimi ile Almanya’da Monarşi sona erdi. Luise Zietz, USPD’yi Alman Ulusal Meclisi’nde ve 1919’dan itibaren de Reichstag’da milletvekili olarak temsil etti.

Luise Zietz, parlamentodaki kadınların partilerinden bağımsız bir biçimde bir araya gelmeleri gerektiğini düşünüyordu. Ona göre bütün kadın milletvekillerinin, ‘yoksul kız kardeşleri’ adına bir şeyler elde etmek ve kapitalist medeni kanunu yeniden şekillendirmek için birlikte çalışması gerekiyordu.

Onun çabalarıyla evlilik dışı çocukların ve bekar annelerin hakları, fuhuş düzenlemelerinin kaldırılması konusunda görüşmeler yapıldı. Sosyal demokrat grup, annelik korumasının genişletilmesini ve hastalık ödeneğinin artırılmasını da gündeme getirdi.

Parlamentoda uzun süre kalamadı. 8 Şubat 1922 26 Ocak’taki Reichstag toplantısında kalp krizi geçirdi ve ertesi gün öldü. “Bağımsız Sosyalist Partisi’nin önde gelen lideri ve kadın özgürlüğünün öncüsü…” diye tanımlıyordu onu, 12, Dünya Kadın Oy Hakları Federasyonu o zamanki başkanı Marie Stritt yazdığı ölüm ilanında. Yaşadığı sürece mücadele etti ve mücadele içinde de yaşamını kaybetti.

Almanya’nın üç sosyalist partisi de cenazesine çelenk gönderdi, ölen yoldaşlarını oybirliği ile övdü. Ve Reichstag kadın milletvekilleri de nihayet bir araya gelerek beyaz kurdeleli ortak bir çelenk gönderebildiler.

https://www.digitales-deutsches-frauenarchiv.de/akteurinnen/luise-zietz#?xywh=-191%2C-399%2C3819%2C3819
Gisela Notz,, “Alle, die ihr schafft und euch mühet im Dienste anderer, seid einig” Luise Zietz, geb Körner (1865-1922)

Yazarın Diğer Yazıları

İlginizi Çekebilir

Son Yazılar