Skip to main contentSkip to footer

Patriyarkaya ölüm, kadınlara mutlu yıllar!

2024 yılı işçi kadınlar açısından zorlu geçti. Bir yandan erkek şiddetine karşı hayatımızı savunurken diğer yandan bizim onlara bağlılığımızı artıran ekonomik şiddet yükseldi. Ama mücadeleden de uzak kalmadık. 2025 yılının gideni aratmaması, patronlara ve erkeklere karşı mücadelemizde yeni ufuklar açması dileğiyle herkese mutlu yıllar!

Güncel

2024 yılı emeği ile geçinenler, geçinmek için ücretten başka geliri bulunmayanlar açısından hiç de kolay bir yıl olmadı. Asgari ücrete yapılan zammın yılda bire indirilmesi, memleketin büyük bir bölümünü asgari ücretle geçindiği için çalışanlara büyük bir darbeydi. Enflasyon karşısında bu ücret de iyice eridi. Emekliler ise TÜRK-İŞ raporlarında bile açlık sınırı altına inen aylıklarıyla, çok zor günler yaşadılar. Tüm bunlar ülkede ücret mücadelesini ön plana çıkardı. İşçiler pek çok yerde grev ve direnişlere gittiler ve geçinmek için yıllardır ilk kez KESK’in Ankara’da önderliğinde kitlesel bir eylem yapıldı. Kadın işçiler bu grev ve direnişlerde başı çektiler.

“Ankara’ya gideceğim eve de geri döneceğim”

Kadın işçinin yakından takip ettiği Agrobay direnişi örneğin böyle bir direnişti. Ankara’ya yürüyüş eyleminde sabah erkenden yola çıkarken birkaç günlük yemeği pişirip bıraktığını anlatan bir kadın işçi şöyle devam ediyordu: “Eşim, ‘Ankara’ya gidersen bir daha bu eve dönme’ dedi. Ben de dedim ki, ‘Ankara’ya da gideceğim, eve de geri döneceğim. Geldiğimde sen gideceksin.

Ve kadınlar yalnızca patronlara değil, evdeki patronlara yani patriyarkaya karşı da direniyordu. Yine yıla damgasını vuran direnişlerden Polonez direnişinde de kadınlar, azimle yollarına devam ettiler. Hugo Boss’ta, yılın son grevlerinden biri olan Temel Conta’da da kadınlar talep ve kararlılıklarıyla başı çekiyorlar. Polonez’deki kadınlar için de, Temel Conta’daki kadınlar için de 2025 hiç de kolay geçmeyeceğe benziyor. Dayanışmaya ihtiyaç var.

Eylem ve direnişlerde kadınlar en önde olmalarına rağmen müzakerelerde, grev komitelerinde yine yer alamadılar. Grev ve direnişlerin görünürlüğü açısından kadına yönelik, şiddet, mobbing, cinsel taciz… propaganda ve ajitasyon konusu olarak ele alınırken, sendikalaşma amacıyla yapılan ve sonunda sendikalaşan işyerlerinde, her zaman olduğu gibi toplu sözleşme masalarında pazarlık konusu dışında kaldı.

Kadın işçi cinayetleri

2024 yılı biterken Balıkesir Karesi’de 24 Aralık sabahı mühimmat, madenlerde kullanılmak üzere sivil patlayıcı, av ve spor fişeği üretilen ZSR Patlayıcı Sanayi fabrikasında meydana gelen patlama ve çökme nedeniyle 8’i kadın 3’ü erkek, 11 işçi yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren kadınların büyük bölümünü civardaki köylerden gelen genç kadınlar oluşturuyordu.

Ülkedeki her iş kazası gibi bu kaza da göz göre göre gelmiş bir iş cinayetiydi. TMSF aracılığıyla yandaşlara peşkeş çekilen fabrikada alınması gerekli işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin hiçbiri alınmamıştı. Patlamanın olduğu fabrikanın bu en riskli bölümünde kadınların, genç kadınların bulunması burayı her türlü kaza ve cinayete de açık bırakıyordu. Çünkü var olan işçi sağlığı ve iş güvenliği politikaları doğrudan erkek işyerlerindeki risk ve tehlikeleri göz önünde bulunduruyor ve risk raporları onlar üzerinden hazırlanıyordu. Türkiye’de ayrı bir kadın işçi sağlığı ve güvenliği politikalarının olmaması, sendikaların da  TİS’lerde kadınları görmezden gelmesi, maalesef, önümüzdeki günlerde de pek çok ölümlü kazaların önünü açacak. Kadın işçi sağlığı ve iş güvenliği feministlerin önünde politik bir konu olarak duruyor.

Yeni ufuklara doğru

Ülkenin yoksulları açısından günler “bugünü de atlattık” şeklinde birbirini kovalarken koca bir yılı geride bıraktık. Geçtiğimiz yıl, kadın grevci işçilerden biri, “Biz fakiriz diye bu işler başımıza geliyor. Biz de burada yaşıyoruz ve haklarımızı istiyoruz” diye isyan ediyordu.

Hak arayışları, grev ve direnişler, isyan en önemli gücümüz, bu gücün örgütlü hale gelmesi, birleşmesi, politik bir nitelik kazanması bizi yok etmek isteyenlere karşı güçlü bir anafor oluşturacak. O nedenle mücadele varsa umut da vardır, diyoruz. 

2025 yılının gideni aratmaması, patronlara ve erkeklere karşı mücadelemizde yeni ufuklar açması dileğiyle herkese mutlu yıllar!

Ana Fotoğraf: Çatlak Zemin

Yazarın Diğer Yazıları

İlginizi Çekebilir

Son Yazılar