Skip to main contentSkip to footer

Kendi yolunu açan bir kadın: Charlotte Glas

Feminist yorumcular onu Alman (Avusturya) sosyalist kadın hareketinin gölgede kalan figürlerinden biri olarak tanımlıyorlar. Hakkında çok yazılı belge, bilgi yok. Arbeiterinnen gazetesinde yayımlanan yazıları var ama…Dönemin en iyi ajitatörü…

Geçen hafta bahsettiğimiz Arbeiterinnen (İşçikadın) gazetesinde yazıları yer alan kadınlardan biri de Charlotte Glas’tı. Hristiyan kadın hareketi ve sosyalist kadın hareketi, kadınların çalışma saatlerinin düşürülmesi, parti kongresinde kadın oturumun eleştirisi vs. gibi pek çok makale yazmış gazeteye Glas ama bir kitabı yok. Hakkında yazılmış ayrıntılı biyografi filan da yok. Parti içinde erkeklerle en fazla çatışan kadınlardan biri. Wikipedia, Kızıl Viyana, kadın hareketi tarihi gibi sitelerde de kısa ve öz bir hayat hikayesine rastladım; şöyle doğdu böyle çalıştı böyle öldü. En ayrıntılı portreyi Viyana Müzesi’nin dergisinde buldum. Christine Dobretsberger tarafından doğumunun 150. Yılında yani 2023 yılında yazılmış. Dobretsberger’in tarihte gölgede kalmış kadınları açığa çıkaran bir kitabı bulunuyor. İşin uzmanı ve belli ki feminist.

Glas, 17 Ocak 1873 tarihinde Macar kökenli Yahudi Markus, Rosalia çiftinin yedi çocuğundan altıncısı olarak dünyaya geliyor. Babası terzi. Anne mesleği hakkında bir fikir sahibi olamıyoruz ne yazık ki… Genel olarak Lotte diye anılan Charlotte’nin 1890 yılında Süß & Pollak firmasında tekstil işçisi olarak bir süre çalıştığı bilgisi veriliyor en kısa biyografilerde bile.

Eşitlikçi bir toplum için mücadele

Çok genç yaşlarda sosyalist ve feminist hareketle tanıştı. Daha eşitlikçi ve özgür bir toplum için tüm gücüyle çalışmaya başladı. Sosyalist olmak dönemin Almanya’sında kendi özgürlüğünü risk altına atmakla eşdeğerdi. Bununla kalmıyordu Glas, hem Yahudi hem kadın hem de feministti.

Haziran 1890’da Kadın İşçi Eğitim Derneği kurdular. Kadınların dernek kurması, ona üye olması toplumsal olaylara müdahale etmesi yeni bir olguydu bu süreçte her türlü alay ve eleştiriye hedef oldular. Almanya- Avusturya’da kadın işçi hareketinin öncülerinden biri olarak kabul edilen Adelheid Popp “Zirvelere Giden Yol. Avusturya Kadın İşçi Hareketinin Yirmi Yılı” adlı anılarını kaleme aldığı kitapta sosyalistlerin mevcut hukuk düzeni içinde yargılanmadığını onlar için özel mahkemeler kurulduğuna dikkat çektikten sonra sürekli bir takip, baskı engelleme ile karşılaştıklarını, şarkılarının bile tutuklama nedeni olduğunu belirterek, Kadın İşçi Eğitim Derneği olarak işlerinin ne kadar zor olduğuna vurgu yapar.

Glas, burjuvaları sevmeyen sert bir işçi sınıfı feministidir. Arbeiterinnen-Zeitung’da burjuva kadın hakları aktivistlerine yönelik hiç te iyi olmayan hisler beslediğini ortaya koyuyor. Burjuva kadınlarının (süfrajetlerin) yalnızca burjuva erkeklerle eşitlik için mücadele ettiği, onların burjuvazinin kendilerine dayattığı edilgen konumdan kurtulmak istemediğini iddia eder. O dönemde sosyalist cenahtaki pek çok kadın onunla aynı fikri paylaşmaktaydı.

Ama eğitim derneği sonraları 1893 yılında süfrajetler tarafından kurulan kadınların oy hakkını savunan bağımsız Avusturya Genel Kadınlar Birliği’ne (AÖFV) kadınlara oy hakkı, kadınların üniversiteye alınması konusunda ortak eylemler düzenleyebilmiştir. Demek ki kadınların çıkarları bir noktada birleşebilirmiş. Biz bugün bu noktaya patriyarkaya karşı mücadele diyoruz.

Charlotte Glas, Adelheid Popp’tan dört yaş küçüktü ve bir anda kadın işçi hareketinin en popüler eylemci ve ajitatörlerinden biri haline gelmişti.

Dernekte sosyalist kadınlar özellikle de işçi kökenli olanlar kendilerinden esirgenen eğitimi almaya çalışıyorlardı. Glas 1893 kışında Libertas okuma ve tartışma kulübünü kurdu. Onun için kitaplar hedefe ulaşmanın araçlarından biriydi. Bilgi açığını kapatmak için devamlı okuyordu. Hareket içinde konuşan bir kadın olarak epey bir taktir toplamıştı. Ama bir kadın olarak ne kadar taktir toplarsanız o kadar da sevmeyeniniz olur. Dostlar bellidir de düşmanlar ne yazık ki sadece devletle sınırlı değildir.

Kısa sürede toplantıların, mitinglerin en aranan konuşmacısı haline geldi. Şöyle anlatıyor onun içinde bulunduğu durumu Dobretsberger, “1893’teki bir olaydan sonra majestelerine hakaretle suçlanıp Viyana mahkemesine çıkarıldığında, Glas hem Habsburg devletinin baskıcı politikalarıyla hem de toplumun ve partisinin ataerkil uygulamalarıyla yüzleşmek zorunda kaldı.” Sosyalist partiler içinde bir toprak ağasından çok daha fazla patriyarkal hasletlere sahip “sosyalist erkeklerle” mücadele etmeyi sürdüren karma kadınlar bu halleri çok iyi bilirler.

Aşk ve travma

Dobretsberger’den hareketle ulaştığımız hayat hikayesi ayrıntılarından biri de dönemin ünlü yazarlardan Arthur Schnitzler’in “Çıkış Yolu” adlı romanında Therese Golowski karakterinin Glas’tan hareketle yazıldığı da vardır. Schnitzler’le sosyalistlerin ve “Genç Viyana” adlı Viyana edebiyat camiasının popüler buluşma yeri olan Café Griensteidl’de tanışmıştır.

Glas hayatının travmasını burada yaşamış anladığımız kadarıyla Glas. Burada ünlü Avusturyalı yazar Karl Kraus’un da arkadaşı olan şimdilerde yaşasaydı, tam bir kadın avcısı olarak nitelendirebileceğimiz Viyana Grubu’ndan ortalama bir yazar olan Felix Salten’le tanışır. Salten, Yahudi, hayvan hakları savunucusu Bambi’nin yaratıcısı olarak anlatılıyor, biyografisinde. Daha sonraları Hitler’in hışmına da uğramış biri. İşte bu adama aşık olur birlikte ve yaşamaya başlarlar, bu birliktelikten bir kız çocuğu dünyaya gelir.

O zaman evlilik dışı çocuklara hep yapıldığı gibi bebek bakım için kırsalda koruyucu bir ailenin yanına verilir ve doğumundan dört ay sonra 1896’da ölür… Bu Glas’ı çok kötü etkiler. Felix ise Glas’ı terk ederek çoktan başka sulara yelken açmıştır bile…Glas’ın bilemedin iki fotosu bulunuyor internette, Felix’in onlarca var, hele hasır bir sandalyenin kolçağına yaslanarak, küçük dağları ben yarattım, şeklinde bir pozu var ki, resmin içine girip böyle sağ sol tokatlayası geliyor insanın.

Gölgede kalan

1896/97 yılının başında Kraus’un Felix’in de içinde bulunduğu Genç Viyana grubundan “die demolirte Literatur” yazısıyla ayrılmasında tokatlaşma ve düolloya davete kadar varan bu olaya dayalı kavgalarının neden olduğu söylenir.

Charlotte Glas’ın Avusturya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin en aktif kurucu üyelerinden biri ve Arbeiterinnen-Zeitung’da yayınlanan siyasi konulardaki sayısız makalenin yazarı olmasına rağmen, çalışmalarının sosyal demokrat kadın hareketi içinde bile unutulmuş olması şaşırtıcı olduğu belirtilir.

Dobretsberger bu konuda: “Tarihsel olarak, bugün Sosyal Demokrasi’nin kadın figürü Adelheid Popp’un gölgesinde kalmaktadır. Bunun nedenleri belirsizliğini korumaktadır. Parti içinde daha yüksek mevkilere gelmesini engelleyen Yahudi kökeni miydi yoksa uyumsuzluğu muydu?” şeklinde soruyla biten bir saptama yapar. Uyumsuzluk yerine sosyalist erkeklerle çatışması, onların her dediğini kabul etmemesi, güçlü ve dirayetli bir kadın olması…. diye bu soruyu cevaplamak mümkün.

“Charlotte Glas, 1897’de Viyana Yahudi cemaatinden ayrıldı ve bir yıl sonra Anna Boschek ile birlikte Avusturya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin Kadın Ulusal Komitesi’nin kurucu üyesi oldu. Bu komitenin amacı, kadın işçi hareketi için merkezi bir organ oluşturmaktı.

Ağustos 1900’de diplomat Otto Pohl ile evlendi. Bu evlilikten de bir kızı oldu; ressam Annie Pohl’du. Charlotte Glas-Pohl, ders vermeye ve yazılar yazmaya devam etti. 1920’lerde Dünya Sendikalar Birliği’nde sekreter olarak çalıştı. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra kocasından ayrıldı.

15 Şubat 1944 yılında yaşama veda etti.

https://magazin.wienmuseum.at/zum-150-geburtstag-von-charlotte-glas-und-yella-hertzka
https://www.geschichtewiki.wien.gv.at/Charlotte_Glas
Fotograf: Therese Schlesinger ve Adelheid Popp, Anna Boschek, Amalie Seidel ve Charlotte Glas. Kaynak: Wienbibliothek im Rathaus

Yazarın Diğer Yazıları

İlginizi Çekebilir

Son Yazılar