Hindistan’da pek çok eyalette yaz aylarında işçiler aşırı sıcak, kötü havalandırma ve klima yokluğu nedeniyle büyük zorluklar yaşıyor. Baş ağrıları, döküntüler ve idrar yolu enfeksiyonlarına rağmen paraları kesilir diye hastalık izni de alamıyorlar. Sivil toplum örgütleri acil olarak “Sıcaklık Eylem Planı” yapılmasını istiyorlar.

Hindistan’da Tamil Nadu’da bir iplik fabrikasında çalışan V. Priya’nın gözaltındaki mor halkalar ve şişlikler, uyuyamadığı sayısız gecenin açık göstergesi. Sürekli baş ağrıları, cilt döküntüleri ve mide ağrıları, bölgedeki aşırı sıcaklarla birleşerek sağlığını kötüleştiriyor. Priya, “Fabrikaya başlamadan önce uyku problemim yoktu. Şimdi bacaklarım ağrıyor, vücudum sızlıyor ve çok yorgunum ama yine de uyuyamıyorum,” diyor. Dindigul’deki bir iplik fabrikasında çalışan Priya, yedi yıl önce Karur’dan göç etmiş çünkü “burada her zaman iş var”.
O, Tamil Nadu ve Odisha, Bihar, Jharkhand, Batı Bengal gibi doğu eyaletlerinden Dindigul’e göç eden binlerce işçiden biri. Tamil Nadu’da bin 500’den fazla iplik fabrikası bulunuyor ve ülkenin iplik üretim kapasitesinin yüzde 46’sını oluşturuyor. Dindigul, iplik üretimiyle öne çıkan büyük bir tekstil merkezi. Bu fabrikalar, hızlı moda tedarik zincirinin temelini oluşturuyor.
Göçmen işçiler, ham pamukla ilgilenip iplik makinelerini çalıştırıyor ve bitmiş ipliği paketliyor, ancak zorlu koşullarda çalışmak zorundalar.
Sendikalar son yıllarda yaz aylarında artan sıcaklıklara dikkat çekiyor. Fabrikaların havalandırması zayıf ve su molaları kısıtlı olduğu için çalışanların sağlığı risk altında.
Tamil Nadu Textile and Common Labour Union(TTCU), iki yıldır Dindigul’deki fabrikalarda sıcak stresini izliyor. Eyalet başkanı Thivya Rakini, “Bu Mayıs ayında sıcaklık 38,5°C, bağıl nem ise yüzde 49’du” diyor. Yaz aylarında kadın işçilerde deri enfeksiyonları, idrar yolu enfeksiyonları, basur ve regl sorunlarında artış görüldü.

Devamlı terliyorlar
Priya, sabah 8.30’da ipliğin konilere sarıldığı bölümde iş başı yapıyor ve sekiz saat boyunca ısı yayan bir makinenin yanında ter içinde çalışıyor. “Günün ilk iki saati ve öğle arası dışında alnımdan ter damlamaya devam ediyor,” diyor. Evinde, vardiyasına hazırlanırken konuşan Priya, “Baş ağrılarım için her zaman çantamda bir merhem, döküntüler içinse ilaçlı bir pudra taşıyorum,” diyerek günü nasıl geçirdiğini anlatıyor ve “sıcağa dair kimse yönetimi şikayet etmeye cesaret edemedi” diye ekliyor.
Üretim alanında sıcaklık
Priya’nın çalıştığı iplik fabrikasında 500 kişi istihdam ediliyor ve bunlardan 50’si, tavan vantilatörü bulunmayan bir katta onunla birlikte çalışıyor.
Peace Trust adlı sivil toplum kuruluşunun proje yöneticisi Dr. A. Srinivasan’a göre, iplik fabrikaları son derece sıcak ve 9 metrekarelik bir alanda dokuz makinede altı kişi çalışıyor. “Fabrikaların en az yüzde 80’inde çimento zemin var; daha serin tutan fayans kaplamalar ise çok az,” diyen Srinivasan, “Zeminlerde yalnızca iplik eğirme ve sarma makineleri arasında yürüyecek kadar yer kalıyor ve bu makineler yaşlandıkça daha fazla ısı yayıyor – ki bu, birçok fabrikada geçerli bir durum” ifadelerini kullanıyor.
Dollar Spinning Mill’de yaklaşık 700 işçinin çalıştığını belirten ip eğirme müdür yardımcısı R. Ganesan ise, “Makinelerin yanına masa vantilatörü koyamıyoruz,” diyerek güvenlik endişelerini dile getiriyor. Pamuk tozu yanıcı olduğundan, masa vantilatörleri bu tozları makinelere üfleyerek yangın tehlikesi yaratabiliyor.
Dindigul’deki tekstil fabrikalarında sıcaklık stresi endeksine dair yayınlanmış bir araştırma olmasa da, Pandesara sanayi bölgesindeki Surat tekstil fabrikalarında yapılan 2017 tarihli bir çalışmada, gündüz endeks 84,81, gece ise 83,07 olarak ölçülmüştü. Bu çalışmada, işçilerin sekiz saat boyunca sürekli sıcaklığa maruz kalmaları halinde ısı krampları riskinin arttığı belirtiliyor.
Hindistan’daki en büyük iplik fabrikaları birliği olan Tamil Nadu İplik Fabrikaları Derneği (TASMA), fabrikalarda ideal nem ve sıcaklık seviyesini korumak için nemlendirme sistemlerini teşvik ediyor. TASMA yürütme kurulu üyesi V. S. Palaniswamy, “Bu sistemler sıcak havayı dışarı atıp soğuk havayı içeri alır. Bağıl nem yüzde 55’in üzerine çıktığında ve sıcaklık 30°C’yi aştığında iplik kopar,” diyerek bu sistemlerin pahalı olduğunu ve yalnızca birkaç büyük fabrikada bulunduğunu söylüyor.
Dindigul’deki birçok küçük ve kayıt dışı fabrikada ise yalnızca havayı dışarıya atan fanlar kullanılıyor ve bu da işçiler için neredeyse hiç rahatlama sağlamıyor.
Dr. Srinivasan, “Yaz aylarında daha uzun molalar tanımak, ORS (oral rehidrasyon solüsyonu) sağlamak, fanlarla hava akışını artırmak ve fabrika çevresine ağaç dikmek gibi küçük değişiklikler bile büyük fark yaratabilir. Ne yazık ki fabrika yönetimi bu tür uzun vadeli önlemlere odaklanmıyor,” diyor.
Soğuk suya erişim ve su molaları
Priya için iş yerindeki bunaltıcı sıcaktan tek kurtuluş, fabrika sahasından geçen bir su borusu. “Borudan gelen su her zaman sıcak. Ayranı ya da meyve suyunu geçtim, bari bize biraz soğuk su verseler,” diyor.
Priya’nın deneyimini Madurai bölgesinden göç eden işçi G. Radha da paylaşıyor. Çalıştığı fabrikada su o kadar sıcak ki çok az içebiliyor. “Her saat başı yüzüme sıcak su çarpıyorum sadece teri temizlemek için. Ama susuz kalıyorum ve geceleri başım ve vücudum ağrıyor,” diyor.
Beş yıl öncesine kadar fabrika sahasındaki içme suyu yalnızca kantinde mevcuttu. Ancak yaz sıcaklıkları her geçen yıl arttıkça, pek çok fabrika yönetimi artık her katta içme suyu imkanı sunuyor. Evden getirdikleri su gün içinde ısındığı için çoğu işçi su taşımıyor ve bu sistem sayesinde soğuk suya ulaşabiliyorlar.
Fabrika yönetimi, vardiya sırasında işçilerin istedikleri kadar su molası alabileceğini söylüyor. Ganesan, “Yazları ayran sunuyoruz. Zaten çay ve bisküvi hakları var, ayrıca soğuk su ve tavan vantilatörlerine erişimleri de mevcut,” diyor.
Ancak sendika üyeleri ve işçiler, su molalarının hâlâ ciddi bir sorun olduğunu belirtiyor. İşçiler, dörtten az mola alıyor ve her biri beş dakikadan kısa sürüyor çünkü daha uzun ya da sık molalar nedeniyle amirlerinden uyarı alıyorlar. Radha, “Nasıl ki kayınvalidenizin evinde kendinizi tam rahat hissedemezsiniz, fabrikalarda da öyle istediğiniz kadar su molası veremezsiniz. Müdürlerimizin sürekli üzerimizde olan bakışları bizi rahatsız ediyor,” diyor. Öğle arası dışında yalnızca iki kez su içmek ve tuvaleti kullanmak için mola veriyor.
Rakini, “Birçok kadın, tuvalet molasından kaçınmak için daha az su içiyor. Denetmenlerden uyarı almaktan korkuyorlar. Bu da susuzluğa, idrar yolu enfeksiyonlarına ve regl döneminde pıhtılaşma gibi sorunların artmasına yol açıyor,” diyor.
Kadın işçilerin sağlık hizmetlerine erişimi ise başlı başına bir sorun. TTCU, devlete bağlı İşçi Sağlık Sigortası (ESI) hastanelerinin sık sık personel eksikliği yaşadığını ve çoğu fabrika işçisinin özel jinekolojik muayene ücretlerini karşılayamadığını belirtiyor.

Hastalık izni ve maaş kesintileri
Her sabah Dindigul genelinden fabrika otobüslerine binen işçiler, sarileri ya da kurtaları üzerine mavi ya da yeşil iş gömlekleri giyerek işe gidiyorlar. Sıcağa dayanabilmek için Priya, nefes alabilen Chinnalapatti pamuklu bir sari giyiyor; ancak üzerine giydiği mavi üniforma kalın polyester karışımlı olduğu için çok terletiyor ve bu da sürekli cilt döküntülerine yol açıyor.
İşçilerin çoğu fabrika yönetimi tarafından sağlanan yurt odalarında yaşıyor – genellikle 4,5 metre karelik tavan vantilatörü olan ve dört ila beş kişilik aileleri barındıran küçük odalar. Sahip oldukları tek serinletici cihaz ise birlikte satın alıp paylaştıkları masa vantilatörü.
Ancak eyalet içinden göç edenler genellikle gecekondu yerleşimlerde yaşıyor. Asbest levhalardan yapılmış, kapı yerine plastik örtü kullanılan derme çatma evler kiralanıyor.
Priya gece 9’da yatağa giriyor ama ancak iki saat sonra uyuyabiliyor. Eşiyle birlikte yaşadığı bu gecekondu yerleşimde sık sık elektrik kesintileri yaşanıyor. Gece boyunca en az iki kez vücut ağrısı nedeniyle uyanıyor. Dayanılmaz hâle geldiğinde devlet hastanesinde iğne yaptırıyor ve bu birkaç günlüğüne rahatlama sağlıyor.
Tüm bunlara rağmen, Priya ayda bir kez bile gündelik izin almaktan çekiniyor. “İşçiler aylık izinli oldukları tek gün dışında fazladan izin alırsa, günlük ücretlerini ve teşviklerini kaybederler.”
İşçilerin izin alabilmesi için birden fazla bölüm yöneticisinden onay alması gerekiyor. Bu süreç birçok kişi tarafından “aşağılayıcı” olarak tanımlanıyor. Çoğu zaman neden izin almak istediklerini açıklamaları, hastalıklarını başkalarının önünde açıklamaları isteniyor. İşe bağlı hastalıklar nedeniyle izin alsalar bile, 10 gün veya daha fazla süreyle işten uzak kalanlar birçok fabrikada “yeni başlayan çalışan” statüsünde değerlendiriliyor ve bazı mali haklardan mahrum kalıyorlar. Örneğin, bir işçinin günlük ücreti zamanla artsa bile, uzun süreli bir izinden sonra işe döndüğünde daha önceki düşük ücretten ödeme almaya devam edebiliyor.

Sıcakla başa çıkmak
Odisha’nın Brahmapur kentinden 22 yaşındaki Harini Nayak, çalıştığı fabrikayla ilgili çok az şikâyette bulunuyor. Bunun nedeni kısmen, kendi eyaletindeki fabrikalarda çalışma koşullarının daha da kötü olması. Örneğin, Odisha’daki bisküvi fabrikalarında çalışanların, Dindigul’de günlük kazandığı 430 Rs’nin sadece yarısını aldığını ve o fabrikalarda vantilatör, tuvalet ya da su soğutucu gibi temel imkânların bulunmadığını söylüyor.
Çiftçi bir aileden gelen Nayak, tarımdan elde ettikleri gelirin ailesinin sağlık masraflarını karşılamadığını ve bu nedenle Tamil Nadu’ya daha iyi bir yaşam kurmak ve ailesine bakmak için göç ettiğini belirtiyor.
Çalıştığı fabrikada tavan vantilatörleri, klima ve her zaman soğuk su olduğunu, ancak yine de işçilerin rahatlığı için daha fazlasının yapılabileceğini ifade ediyor. “Soğuk suyumuz var ama bu yeni bir gelişme. Keşke vardiya sırasında en azından bir kez limonlu soda verseler,” diyor.
Sıcaklığa bağlı rahatsızlıklar nedeniyle izin aldıklarında işçiler, günlük 40 ila 50 Rs’lik teşviklerini kaybediyorlar. Bu yüzden birçok işçi, sıcak hava koşullarına rağmen işe gelmeyi tercih ediyor.
Gerekli olan: Sıcaklık eylem planı
Aktivistler, ilçelere özel Sıcaklık Eylem Planlarının (HAP) son derece gerekli olduğunu, çünkü bu planların hem işçileri hem de fabrika yönetimlerini güçlendirebileceğini söylüyor. Bu tür planlar, hazırlıklı olmayı sağlar ve işçileri sıcaklık stresinden korumaya yönelik açık ve yerel stratejiler sunar.
Tamil Nadu Afet Yönetimi Kurumu, 2019’da eyalet düzeyinde bir sıcak hava dalgası eylem planı hazırlamış olsa da, bu plan etkisizliği nedeniyle eleştiriliyor. Aynı yıl, Hindistan Sağlık ve Aile Refahı Bakanlığı, iklim risklerinin bölgeden bölgeye değiştiğini kabul ederek ülke genelindeki tüm ilçelere, sıcaklık stresi gibi bileşenleri içeren İklim Değişikliği ve İnsan Sağlığı İlçe Eylem Planı (DAPCCHH) hazırlama talimatı verdi.
Eyaletin işçilere sıcaklık stresiyle mücadelede en çok yaklaştığı an, geçen yıl Tamil Nadu Eyalet Planlama Komisyonu’nun hazırladığı Sıcaklık Azaltma Stratejisi taslağı oldu. Bu strateji, çalışma saatlerinin ayarlanması, gölgelikli dinlenme alanları sağlanması gibi iş yeri güvenlik protokollerini öneriyor.
Ancak hem bu strateji hem de DAPCCHH hâlen uygulanmıyor. Oysa Dindigul’deki sivil toplum kuruluşları, aktif şekilde bir Sıcaklık Eylem Planı için savunuculuk yapıyor.
Şimdilik TTCU, işçilere aşırı sıcakla nasıl başa çıkabilecekleri konusunda farkındalık kazandırmaya çalışıyor. Kadınların sıcaklık stresine dair deneyimlerini paylaşmalarını sağlamak ve düşük maliyetli başa çıkma yollarını öğretmek için tiyatro temelli atölye çalışmaları düzenliyor. Sıcaklığın zirve yaptığı yaz aylarında iplik fabrikalarında çalışan kadınların karşılaştığı sıcaklık kaynaklı zorluklara odaklanan etkinlikler de düzenleniyor.
Rakini, “Tiyatro ve sanat temelli atölyeler aracılığıyla, kadınların yaşadıkları deneyimleri canlandırmalarına yardımcı oluyoruz. Dindigul’deki fabrikalarda çalışan işgücünün yaklaşık yüzde 30 ila yüzde 45’i ergen kızlardan oluşuyor ve bu gençlerin çoğu yazın yoğun vajinal akıntı yaşıyor ancak açıkça konuşamıyorlar. Onları sıcaklık stresi konusunda bilinçlendiriyor ve çemen otu, pirinç suyu gibi serinletici gıdalar tüketmeleri için teşvik ediyoruz,” dedi.
Yazar: Laasya Shekhar
Fotoğraflar: T Aruna/The Migration Story
Bu haber ilk olarak, Hindistan’ın geniş göçmen nüfusuna odaklanan ilk haber platformu olan *The Migration Story*’de yayımlandı. Haberin hazırlanması, gecekondu yerleşimlerinde artan sıcaklık üzerine bir proje yürüten *People First Cities* tarafından desteklendi.










