Skip to main contentSkip to footer

Dizlerinde derman yok ama günde üç apartman temizlemek zorunda

Yürümekte dahi zorlanıyor ancak çalışmaya devam ediyor. Dizlerinde derman olmayan 53 yaşındaki Filiz 12 apartmanın merdiven temizliğini yaparak yaşamaya ve çocuklarını tek başına okutmaya çalışıyor. 20 yıldan bu yana sigortasız çalışıyor. Yani Filiz için emeklilik uzak bir hayal.

Ellili yaşlarında olan Filiz* Bayrampaşa’da yaşıyor. Apartmanlarda merdiven temizliği yaparak hayatını sürdürüyor. 13 yıl önce boşandığı eşi, söz vermesine ve yasal yükümlülüğü olmasına rağmen çocuklarının maddi manevi tüm bakımından kaçmış. Boşanma sürecinde malları eşit bölüşmek zorunda kaldıktan sonra kendi üzerindeki varlıkları başkasının üzerine geçirmiş, sigortasız çalışarak kendisini geliri yok olarak göstermiş, bir gün bile nafaka ödememiş. Dört çocuk da Filiz’in emeğiyle büyümüş, okula gitmiş, evlenmiş, düzen kurmuş. Evliliğine dair pek bir şey anlatmak istemiyor. Bugün iki çocuğu yanında hala Filiz’in. Biri üniversite öğrencisi diğeri üniversite sınavlarına hazırlanıyor.

Evli olduğu dönemde de ücretli işler yapan Filiz daha çok çeyizlik danteller, incik boncuk işleri yapmış. 20 yıldır el becerisine dayanan işler yaparken ev temizlik işleri ve apartman merdiven temizliği işlerine de kesintisiz devam etmiş. En küçük çocuğu 1,5 yaşındayken ev dışında da çalışmaya başlayan Filiz yaptığı işleri ve yaşadığı zorlukları anlatıyor.

“İlk işe başladığımda oğlum 1,5 yaşındaydı büyük kızım üniversiteye hazırlanıyordu. Evde çok el işi yaptım. Dantel, boncuk vs. Aklına ne gelirse evde iş yapıyordum. Çocuklarımın öğretmenlerine, kızlarına çeyiz filan yapıyordum. Ama 20 sene evvel dışarıya da gitmeye başladım. Merdiven temizliği, ev temizliği. Kızım iyi bir üniversiteyi kazansın diye merdiven silmeye başladım. Hiç sigortalı çalışmadım. Sadece 2019’da sigorta girişim oldu. Şu anda tek güvencem babadan kalan maaş. Maaşın yüzde 25’i bana veriliyor. 5600 TL. Üç senedir onu alıyorum. Üç sene önce de annemi Covid’ten kaybettim. Yardım aldığım bir yer yok. Kızım Çanakkale’de okuduğu zaman İBB, Bayrampaşa Belediyesi yardımcı oldu. Şu anda da İBB gıda yardımı yapıyor yalnızca. Başka herhangi bir yerden yardım almıyorum. Bütçeme göre geçimimi sağlamaya çalışıyorum.”

“Çocuklarımı birbirine emanet ederek işe gidiyordum”

Filiz yoksulluk içinde yaşamaya çalışıyor. Çalışamayacak derecede hastalıkları olmasına rağmen 5600 lira ile geçinmek mümkün olmadığı için çalışmaya mecbur olduğunu söylüyor. Astım, ağır depresyon, diz kapağında çürüme ve kayma, iltihaplı romatizma, tiroid ilk elden aklına gelen hastalıklar. Hastalıklarının bazıları evliliğinden kalma. Ancak fiziksel rahatsızlıklarının çoğu çalışma yaşamından kaynaklı. Bu durumu da yine mecbur kaldığı yönlü gerekçeleriyle paylaşıyor.

“Öğlene kadar ev temizliği yapıyordum. Çocuğu okuldan alıyordum öbürünü okula götürüyordum. Öğleden sonra da merdiven siliyordum. Bir çocuğum mesela sabahçıydı, biri öğlenciydi. O gelince ona bırakıyordum. Öbürü gidince ona bırakıyordum. Yani bilinçsiz de çalıştım. Kendime hiç dikkat etmedim. Dizimde sorun vardı ağrı kesici içip işe gidiyordum. En sonunda menisküs yırtığı olunca bu şikayetlerim devam etti. Ameliyat olmam gerekiyordu. Ameliyat olursam çalışamam, çocuklarıma kimse bakmaz diye olmadım. Pişmanım. Olsaydım keşke. Ve şu anda 60 yaşını bekliyorum ki protez takılsın.”

Güvenceli çalışamadı çünkü çocuklara bakacak kimse yoktu

Babasının sağlık sigortası üzerinden sağlık hizmetlerine erişebilen Filiz’in kendi adına hala bir sosyal güvencesi yok. Çünkü temizlik işleri iş, temizlik işçisi kadınlar da hâlâ işçi görülmüyor. Bu işleri yapmaya devam eden tüm kadınlar gibi bir sigorta başlangıcı yaptırabilmek için bile çok fazla uğraş vermesi gerekiyor. Ve ILO C-189 sözleşmesini dahi imzalamayan Türkiye’de, İş Kanunu’ndan doğan haklarını talep edebilmeleri için temizlik işçilerinin öncelikle kayıtlı çalışmaları gerekiyor.

Sigortasız çalıştığı yılları düşünerek pişmanlığını dile getiren Filiz düzenli işlerde çalışamama nedeninin de çocuk bakımı olduğunu vurguluyor her defasında. “Düşünemedim çünkü çocuklara bakan yoktu. Hiç bakan yoktu. Dört tane çocuk. En küçüğüne bakan olmadığı için… Üç numarayla dört numaranın arasında dokuz yaş var. O en küçüğüne bakan olmadığı için çalışmadım ama çok pişmanım. En azından bir sigorta girişim olsaydı. Yani kimisi diyordu ben dışarıdan ödüyorum sen de ödesene. Bir kenara bir para koyamıyordum ödemeye. Ama keşke de ne bileyim biraz aç kalsaydım da ödeseydim. Şimdi babamın maaşı kaldı hayatımda bir tek. Sağlık sorunlarım olduğu için ev temizliğine gidemiyorum artık. Günde üç apartman temizliği yapıyorum. 12 tane apartman var şu andan temizliğe gittiğim. Dizim kötü ama mecburum gitmeye. Apartmanlar birbirine yakın olduğu için yol sıkıntısı çekmiyorum en azından.”

50 yaşın üzerindeki kadınların farklı sektörlerde ve farklı işlerde çalışmasının mümkün olmadığını söylüyor Filiz. Alternatifi olsa merdiven temizliği yapmayacağını dile getiriyor ama başka bir çaresinin de olmadığını düşünüyor. Bir arkadaşının da yakın zamanda bir iş başvurusu deneyimini aktararak anlatıyor bu zorluğu: “55-60 yaşında bir kadın hastanede işe başlamak için başvuruda bulundu, almadılar. Yaşı erken olsaydı alırlardı. Şimdi gençler çalışıyor oralarda. Hepsi merdiven silmeyi bıraktılar. Zaten 2 senedir de merdivende para yok. Geçinemiyoruz aldığımız parayla, onlar nasıl geçinsinler. Ben de bu yaştan sonra çok çok bir yemek yapabilirim bir yerde. Onun dışında başka bir iş yapamam. İlkokul mezunuyum. Belki bir mesleğim olsaydı daha kolay iş bulabilirdim sanırım. Şimdi bir yıl bekliyoruz, sene sonuna doğru zam yapılması gerekiyor. ‘İşte bu fiyata devam etmezsen gidebilirsin’ filan diyorlar. Yani nasıl olsa başkasını bulurum düşüncesiyle yapıyorlar bunu. Mesela çalıştığım apartmanda, bankada çalışan bir abla zamanında ‘bu işler sıkıntılı gel bankada çaycı olarak çalış’ filan dedi. Çocuğa bakan olmadığı için bir yere bağlı kalamayacağım için gidemedim. Orada çalışabilseydim sigortam da olurdu.”

İlacın da ucuzunu alıyor

Zaten haftanın iki günü düzenli olarak hastaneye gitmesi gereken Filiz altı ayda bir de kontrollere gidiyor. Yaptığı işlerden eline geçen para geçimine dahi zor yettiğinden sağlık hizmetleri için devlet hastanelerinden başka bir seçeneği yok. Bir çanta ilaç kullanması gerekiyor ve ilaçları almak da ekonomik olarak kendisini zorluyor. Pahalı gelen bir ilacın daha ucuza muadili varsa onu almak zorunda kalıyor.

Ve bu yoksulluk Filiz için yeni değil. Bugünü konuşurken düne dair de anımsamalar oluyor. “Mesela çocuğun her zaman istediğini alamıyorsun. Atıyorum bir yere gidiyorum, karnım çok aç. Bir lokantanın önünden geçsem -zaten hiç girmiş değilim de- bir döner alıp yemek istediğim zaman almıyorum. ‘Ben bunu yiyorum ama çocuklarım yemedi bunu’ diyorum. Böyle bir karakterim var. Zaten dışarıdan yemem de. İşte bir kilo alacağım varsa da yarım kilo alıyorum. Böyle idare ede ede bugüne geldik. Bugün de alışveriş yaparken pazarı tercih ediyorum genelde. Birkaç markete bakıyorum, nerede indirim varsa oradan alıyorum. En ucuzunu arıyorum.”

Ömrü kendi ihtiyaçlarını önemsemeden geçen Filiz’in yarına dair pek bir hayalinin olmadığını öğreniyoruz sohbetimiz sırasında. Emekli olma hayallerinden de vazgeçmiş. Gerçekçi gelmiyor çünkü. Bugün para kazanabilmek için dermanı kalmayan dizlerine rağmen ‘çalışabiliyor.’ Peki ya yarın ne yapacak kendi de bilmiyor. Bir umut daha iyi koşullarda yaşayabilmesi için devletin ve STK’ların neler yapmasını istediğini öğrenmek istiyoruz. Kendisi ve aynı koşullarda yaşamak zorunda bırakılan 50 yaş üstü kadınlar için el becerilerini sergileyip satabilecekleri bir yer tahsis edilmesini istiyor. Bir de temizlik işçilerinin hor görülmemesini.

* Bu hikaye, Rosa Luxemburg Stiftung desteği ile hazırladığımız Yaşlı Kadınların Çalışma Koşulları araştırmasının çıktılarından hareketle yazıldı. Söyleşi yapılan kadının isteği üzerine isim değiştirildi.

Yazarın Diğer Yazıları

İlginizi Çekebilir

Son Yazılar