Skip to main contentSkip to footer

bi de kadın olsun

“herhangi bir konuda kurduğunuz kürsünün kadınsız kötü görüneceği endişesiyle kadınları davet edemezsiniz; hem ikiyüzlülük hem ayıp hem de körlük. feministler sizin bildiklerinizi bilmedikleri için feminist olmadı, daha fazlasını öğrendikçe feminist olduk. bu dünyada, bu ülkede, bugünkünden farklı bir gelecek feminizmin bakış açısı olmadan kurulamaz, sizin feministlerden öğrenip kendinize mal ettiğiniz fikirler de yetmez buna.”

Kadın Emeği

x’te “kadınsız toplantılar @kadinsizcetele” diye harika bir hesap var. maalesef takipçi sayısı çok az. bu hesap kürsüde kadınların olmadığı toplantıları teşhir ediyor. örneğin ankara büyükşehir belediyesi’nin, 21 erkeğin konuşmacı olduğu, tek bir kadının dahi yer almadığı, “yerel” toplantısı olmuştu. açıkçası bu kadar ileri gitmeyecek epeyce belediye ve kurum var, türkiye’de. bu, feminist hareketin güçlendirdiği bilinç ve kadınların itirazları sayesinde mümkün oldu…

şimdi feministler tantana yapar

evet, yaparız, yapıyoruz. gücümüzün önemli bir kısmı örgütlü itiraz kabiliyetimize ve sesimizi yükseltebilmemize dayanıyor. feministlerle bağlantısı olan çevrelerin açtığı kürsülerde, adeta kadın kotası konusunda sessiz bir anlaşma var. ama bu yeterli olamıyor.

birçok kadın arkadaş, o kürsülerde erkeklerin daha uzun konuşma hakkını kendilerinde görmesiyle, -zaman zaman sözlerinin kesilmesi de dahil- kabalığa varacak tutumlarla karşılaşmıştır. [1] çünkü çok fazla sayıda erkek, kadınların kürsüyü kendileriyle paylaşmasını, tahammül etmek zorunda oldukları bir haksızlık gibi hissediyor. bakın, görüyor demiyorum çünkü sorsanız, yine çoğu kadın temsilinin önemini sular seller gibi anlatır. ama ezber hatta bilgi her zaman duyguları değiştirmiyor.

oysa birçok kadın o kürsülere, erkeklerden fazlasını öğrenerek, öğrenmek zorunda kalarak geldi. en ufak dil sürçmesinde, en ufak tökezlemelerinde kendilerine en azından burun kıvrılacağını bilerek.

ama tabii bir kürsüde bir kadının bulunması orada kadın sosyal sınıfının, -hadi kadınların sınıf olduğunu duymaya hazır olmayanlar için şöyle diyelim- bir toplumsal kategori olarak kadınların bakış açısının, çıkarlarının, talep ve ihtiyaçlarının temsil edildiği anlamına gelmiyor. çünkü kadınlardan söz etmek kadın siyaseti değil.

inkâr eden çoktur ama bugün kadınların ideolojik temsili feminizmin temsili anlamına geliyor. dünyanın farklı yerlerindeki farklı feminizmlerin toplam kapsayıcılığı da bunu sağlıyor.

kadınlar dünya nüfusunun yarısı ve mülkiyet, yetki, iktidar vb. birçok alanda erkeklerin sahip olduklarına ve keyfini çıkarttıkları haklara sahip değiller. kadınlar ve genel olarak cinsiyet konusunda söylenecekler çok ve önemli. dünyada, kadınları etkilemeyen herhangi bir gelişme yok. ama feminizm sadece bu sebeple değil, bir yöntem, ideoloji ve siyaset olarak geldiği nokta itibarıyla çok daha geniş bir alanı ele alıyor.

feministler niye susuyor!

yoo, hiçbir konuda susmuyoruz. sizin istediğiniz tarzda ve sizin uygun gördüğünüz bağlamda konuşmuyoruz, tabii ama her konuda söyleyecek sözümüz olduğu gerçeğini değiştirmiyor bu. geçtiğimiz yarım yüzyıl boyunca feministler, özel alandan topluma, üretim ilişkilerine, bilime, sanata, devletlerarası ilişkilere kadar her konuda görüş geliştirdi, bilgi üretti. bu görüşler, başka fikir dünyalarını gözden geçirmek için imkânlar sunuyor aynı zamanda.

yani?

herhangi bir konuda kurduğunuz kürsünün kadınsız kötü görüneceği endişesiyle kadınları davet edemezsiniz; hem ikiyüzlülük hem ayıp hem de körlük. feministler sizin bildiklerinizi bilmedikleri için feminist olmadı, daha fazlasını öğrendikçe feminist olduk. bu dünyada, bu ülkede, bugünkünden farklı bir gelecek feminizmin bakış açısı olmadan kurulamaz, sizin feministlerden öğrenip kendinize mal ettiğiniz fikirler de yetmez buna.

bütün bunlardan anlaşılacağı gibi, feministleri de sadece kadınlarla ilgili yazmak ya da konuşmak üzere davet edemezsiniz, feministleri cinsiyet alanına hapsedemezsiniz, buna ne gücünüz yeter ne de hakkınız var.

bitirirken onlarca erkek egosunu incitmek pahasına hatırlatmak zorundayım. kadınlar bu dünyaya ücretli ve ücretsiz emek veriyor. o yüzden kadınların toplumsal praksisi ve teorik-ideolojik birikimi, en kolay maddecilikle anlaşılacak sebeplerle, ücretli emek ve intelektle, bazen sadece ikisinden biriyle sınırlı erkek dünyasından daha zengin. ve kimsenin bundan mahrum kalma hakkı yok.


[1] birçok kadın, bir panele konuşmacı olarak davet edilirken, “hep erkekler konuşmasın, bir de kadın olsun dedik” diye söze başlandığını aktarıyor; benim de başıma geldi.

Görseller: (@kadinsizcetele) / x

Yazarın Diğer Yazıları

İlginizi Çekebilir

Son Yazılar