Skip to main contentSkip to footer

Grev kırıcıya tepki gösterdi, işten atıldı: Belgin tüm emek dostlarını bugün Kartal Belediyesi önüne çağırıyor

Kartal Belediyesi’nde atanmış meclis üyesi Özkan Özdemir’i çöp kamyonunun önüne geçip çöp toplayarak bizzat grev kırıcılığı yaparken gören belediye çalışanı Belgin Taş bu duruma tepki gösterdi. Olay mesai saatleri dışında yaşanmasına karşın Belgin’in belediye tarafından, hem de tazminatsız olarak işten çıkarma gerekçesi yapıldı. Belgin bugün saat 16.00’da Kartal Belediyesi önünde yapacağı basın açıklamasına tüm emek dostlarını ve sendikaları davet ediyor.

Güncel

Kartal Belediyesi’nde toplu sözleşme sürecinde greve çıkılması, Kasım ayı başında sendika genel merkezinin sözleşmeyi imzalaması ile grevi sonlandırması ve bunu kabul etmeyen dört şubenin greve fiili devam açıklaması yapması süreçlerini izlemiştik. On gün kadar sonrasında grev esnasında sokakta grev kırıcılığı ile ilgili yaşanan bir tartışmadan dolayı, bir belediye çalışanı kadının, Belgin Taş’ın işten çıkartıldığı haberini aldık.

Belgin Taş, grev kırıcılığı yaparak çöp toplayan CHP’li Meclis Üyesi Özkan Özdemir’i eleştirdiği için tazminatsız şekilde işten çıkartılmak isteniyor.

Belgin ile 25. maddeden tazminatsız işten çıkartılma tebligatının kendisine verilerek imzalatılmak istendiği 16 Kasım Cuma günü buluşup konuştuk.

İkisi engelli altı kedisine ve Müdür isimli köpeğine bakması gerektiği için, iş çıkışı saatindeki görüşmemizi Belgin Taş’ın evinde yaptık.

Beykoz belediyesi çöp kamyonu ile grev kırıcılığı

Kartal Belediyesi’nde  grevin Genel-İş Sendikası’nın toplu sözleşmeyi imzalaması ile sonlandırılmasının ardından, sendikaya bağlı Kartal, Maltepe, Ataşehir ve Kadıköy Belediyelerini temsil eden şubeler, grevi fiili olarak devam ettirdiklerini açıklamıştı. Belgin Taş’ın işten çıkarılmasına bahane edilen olay da bu fiili grev sırasında yaşanmış. Belgin anlatıyor:  

“SODEMSEN ile genel merkez el sıkıştı. Biz buna karşı geldik. Sendikacı arkadaşlarımız fiili olarak grevin devam ettiğini söylediler. 2 Kasım ve 3 Kasım, Cumartesi-Pazar olmak üzere fiili grevin sürdürüldüğü, atölye dediğimiz temizlik işlerine desteğe gittik. Buradaki çalışanların geçmiş alacaklar, vb. talepleri söz konusu. Benim sorumluluğum var, evde köpeğim olduğu için belirli aralarda geldim, köpeğimi gezdiriyorum, ihtiyaçlarını gideriyorum. 3 Kasım akşamı da sekiz buçuk-dokuz civarında benim kendi sokağımda, sokağın sonunda bir çöp arabası gördüm. Çöp arabasına doğru gittim baktım, Beykoz Belediyesi’nin çöp kamyonuydu. Araçtaki işçilere “arkadaşlar” dedim “utanmıyor musunuz oradan buraya gelip çöp toplamaya sonuçta bugün bizim başımıza gelen sizin de başınıza gelecek.”  

Yine bu esnada Belgin bir kişiyi daha sarı eldivenler giymiş, çöp konteynerinin önünde çöp topluyorken görmüş. Bu şahısla da “Toplarım-toplayamazsın, grev bitti-bitmedi, süreç devam ediyor daha” şeklinde tartışmaya başlamışlar. Derken bu sima ona tanıdık gelmiş, önce çok da emin olamamış ama bu kişi atanmış belediye meclis üyesi Özkan Özdemir imiş.  

Erkekler Belgin’in etrafını sarıyor

Belgin bu tartışma sırasında söylenenlerin hakaret veya küfür içermediğini anlatıyor. Ekliyor: “Ancak sonrasında konuşurken etrafıma bir anda böyle 10 tane falan bir erkek yığıldı. Bunun da sebebi şu. Yaptıkları iş yasak, usulsüz, çevre belediyelerden gelip grev kırıcılığı yaptıkları için çöp kamyonunu sağlı sollu takip ederek, yani güvenliğini alarak çöp topluyorlar. Dışarıdan tepki oluşmasın diye ya da oluşan tepkilere müdahale edilsin diye. Böyle bir erkek çemberine alındım ve beni ‘Belediyeden ekmek yiyorsun, nankörlük yapıyorsun’ diyerek tahrik ettiler.” 

Belgin Kartal Belediyesi’nde son beş yılı sosyal hizmet biriminde engelli çocuklarla olmak üzere on yıl çalışmış.  

Üniversite mezunu, yerel yönetimler ve şehircilik yüksek lisansı yapmış, usta öğreticilik ve benzeri birçok sertifika sahibi. Şu anda yapılan aşevi projesi gibi birçok projeyi sunmuş olan, fikir üreten, inisiyatif kullanan, gerektiğinde yanlışlara ses çıkaran bir belediye çalışanı. Ama kendi ifadesi ile tüm bunlar işe yaramıyor, “bir dayımız olsa bunları yaşamayacaktık,” diyor.  

Önce sürgün sonra işten çıkarma

31 Mart yerel seçimlerinden sonra Özgür Özer’in “kutlamalarını sessiz sakin sedasız yapın kimsenin gözüne sokacak şekilde kutlama yapmayın” demesine rağmen çalıştığı birimin yer aldığı Hürriyet Kültür Merkezinde havai fişekli, ortalığı yangın yerine çeviren bir kutlama yapılmış. Belgin “Ben orada bir dünya kedi bakıyorum, bahçe müsait olduğu için engelli kedilere bakıyorum oranın kedi popülasyonunun önüne geçmek için kısırlaştırma da yapıyorum, belediyeden destek alarak besleme yapıyorum. Bu yüzden ben bunu paylaştım. Bir ekran görüntüsü aldım, isim ve kurum belirtmeden paylaştım, bu da tabii haneye eksi olarak yazıldı,” diye anlatıyor. Bunun üzerine kendi tabiri ile son sürgününü yemiş.

Beş yıldır emek verdiği, çatısının onarımından çocuklar için bir bahçe yaptırmaya kadar her yönüyle var ettiği, engelli çocuklarla duygusal bağ kurduğu, bahçesinde kedilere baktığı çalışma biriminden uzaklaştırılmış. Usulsüz bir şekilde Soğanlık Kültür Merkezi’ndeki kullanılmış giysilerin toplandığı daracık bir birime sürgün yollanmış. 60 günlük izinlerini de kullanıp feda ederek ve her merciye başvurarak bunu geri aldırmaya çalışmış ama başarılı olamamış. Sonunda Bakanlığı da devreye sokmuş ve bir müfettiş gelmiş, ancak sonucunu öğrenememiş. 

Bu süreçte çok yoğun bir psikolojik şiddete ve baskıya ve mobbinge maruz kaldığını aktarıyor. Teftiş Müdürlüğüne yazdığı ama üç ay cevap alamadığı yazıya işten çıkartılmadan bir gün önce yanıt vermişler. “Herhalde bunu da kullanmayayım diye,” diyor.  

Savunması şeklen alınıyor

12 Kasım Salı günü Belgin “Bir tutanağınız var, bir kavgaya karışmışsınız” denilerek çağırılıyor. Kendisine verilen bağlı olduğu belediye kuruluşu Kartussaş antetli yazıda “biriken çöplerin toplanmasında ilçe belediyelerinden gelen çöp araçlarının yönlendirilmesi konusunda yardımcı olan Kartal Belediyesi Meclis Üyesi Özkan Özdemir’e sözlü ve küfürlü hakaret ettiğiniz tespit edilmiştir” deniliyor. Yazının ekinde tutanak olduğu yazılı ama ekli bir tutanak yok.

13 Kasım’da ise mesai bitimine bir saat kala saat 16 gibi aranıyor ve çok acil savunması isteniyor. Yazılı savunma vereceğini, 3 işgünü olduğunu söylemesine karşın o gün savunma alıyorlar. Sendika temsilcilerinin de katılımı ile o gün disiplin kuruluna giriyor ve sözlü savunmasını veriyor.

Ertesi gün ise saat 16:30 gibi yazılı savunmasını veriyor. Saat 17:05’te arayıp kendisine “Az önce savunmanızı verdiniz, savunmanızı İnsan Kaynakları disiplin kurulu inceledi, iş akdiniz feshedildi,” diyorlar. Yarım saat içerisinde disiplin kurulu nasıl toplanıyor, nasıl değerlendirme yapıyor, bu mümkün mü, değil elbette. “Benim savunmamı okuduklarını bile düşünmüyorum” diyor.

Yazılı savunmasında Belgin Taş atanmış meclis üyesi Özdemir ile tartışmalarının “küfür ve hakaret içermediğini”, mesai saatleri dışında yaşanan olayda gösterdiği tepkinin “Kartal’da ikamet eden bir vatandaş olarak gösterilmiş bir tepki” olduğunu, Özdemir’in kendisinin “idari amiri olmadığını” ve hakaret iddiasının söz konusu şahıs tarafından “yargıya taşınması gereken bir konu” olduğunu belirtmiş. İş hukuku çerçevesinde herhangi bir suçu olmadığını ve bütün yasal haklarını kullanacağını eklemiş.  

“Ne kedimin, ne köpeğimin rızkını bunlara yedirmem”

Belgin sanki böyle bir şeyin geleceğini sezmiş gibi son aylarda yavrularının mamalarını ikişer-üçer almaya, depolamaya başladığını anlatıyor. En çok kızdığı bu kadar çok cana baktığını bildikleri halde onu haksız yere “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller”e işaret eden 25. maddeyi kullanarak işten çıkartarak haklarını gasp etmeleri.

Bundan sonra ne yapacağını ise şöyle anlatıyor:  

“Hukuk sürecini başlatacağım. Açıkçası bu çok önemli benim için ve yani 25. madde tamamen tazminatsız ve bir sonraki iş yerlerinde çalışamama maddesidir. Sosyal medyada şu an ciddi bir tepki var, umarım o devam eder.  Haberler yapılabilir farklı farklı kanallardan, dernekler sendikalar destek olabilir ama ben mücadelemi bırakmayacağım. Haftanın bir günü ses getirecek bir eylem yapacak şekilde onlara ‘Bu hafta ne olacak’ dedirtmek istiyorum açıkçası. Kazanan ben olacağım, inanıyorum. Her şeyi geçtim onca baktığım hayvanın, kedilerin, köpeklerin, dokunduğum hayvanların yüzü suyu hürmetine de olsa bu davayı kazanacağım. Ben ne kedimin ne köpeğimin rızkını bunlara yedirmem bırakmam. Hakkımı kesinlikle bırakmayacağım.”

Biz de başta Genel-İş sendikası genel merkezi ve şubeleri olmak üzere tüm işçi örgütlerini, belediye çalışanlarını, tüm işçileri, kadınları, hayvanseverleri, Kartallıları Belgin’i mücadelesinde yalnız bırakmamaya çağırıyoruz.  

Yazarın Diğer Yazıları

İlginizi Çekebilir

Son Yazılar